SİLAHLI VE SİYASİ MÜCADELE SÜRMELİ

21 Eylül 2015 Pazartesi 07:32

Artan terör olayları karşısında son zamanlarda gösterilen ortak tepki milletimizin zor zamanlarda kenetlenme örneğinin en güzel örneklerinden biridir.

Ankara’da bir grup dostumuzla katıldığımız ve yüzbinlerce insanın ‘teröre hayır, kardeşliğe evet’ dediği Sıhhiye mitingi muhteşemdi.

Her siyasi düşünceden insanın varlığına tanık olduğumuz mahşeri kalabalığın ortak söylemi birlik üzerineydi.

İstanbul Yenikapı’da da daha büyük bir kalabalık aynı kararlılıkla terörün karşısında durdu.

Bu ülkenin belinin bükülemeyeceği, birliğinin bozulamayacağı milyonların çıkardığı tek bir sesle dünyaya duyuruldu.

Meselenin Kürt meselesi olmadığı artık iyice anlaşılmış oldu.

Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde bir Kürt sorunu vardı ama artık Kürt sorununun bittiği, tek sorunun terör olduğu, takkenin düşüp kelin göründüğü gün gelmiştir.

Devletin son zamanlarda verdiği kararlı mücadeleyi yediden yetmişe herkes desteklemektedir.

Mevcut iktidarın bundan sonra göstereceği en küçük bir gevşeme hem kendi sonunu hazırlayacak, hem de ülkeyi belirsiz bir karanlığın içine itecektir.
Terörle, bir yandan silahlı mücadele edilirken bir yandan da siyasi mücadele verilmeli, sözde müttefik diye bildiğimiz ülkelerin terör örgütüne doğrudan ya da dolaylı destek vermeleri engellenmelidir.

Amerika, Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa, ve İran’la yürütülen diplomatik ilişkilerde son derece dikkatli davranılmalıdır.

ABD ile ortak operasyon ve istihbarat paylaşımı bizim köy kahvesindeki komşulara bile inandırıcı gelmezken devleti yönetenlerin çok daha uyanık olma zorunluluğu vardır.

*          *          *         *          *

KAYMAKAM İÇİN GEREĞİ YAPILSIN

Bilindiği gibi Eğitim-Bir-Sen, 18 Mart 2013’te serbest kıyafet eylemi kararı almış, bu doğrultuda da 12 Eylül ürünü bir yönetmeliğe dayanan bazı uygulamaların ortadan kalkması için mücadele etmektedir.

Adamlığın giyimde değil beyinde olduğunuNasrettin Hoca’nın yüzlerce yıl öncesinden verdiği ‘ye kürküm ye’ mesajıyla öğrenmiş olmalıyız.

19 Eylül’de Gaziler Günü kutlandı.

Yıldızeli ilçesinde yapılan programa bazı eğitim çalışanları serbest kıyafetle katıldı.

Bu duruma sinirlenen ilçe kaymakamı eğitim çalışanlarını tören alanında azarladı.

Daha sonra ilçe milli eğitim müdürlüğünde ağza alınmayacak küfürleri tehditlerle birlikte sıraladı.

Bu satırların yazarı kaymakama bütün küfürlerini sana iade ediyorum dese çok mu ağır olur?

Kaymakam, bir şekilde makamına ziyarette bulunacak Sayın Taner Yıldız’a nasıl bir tepki gösterecek?

Genellikle saçları uzun olan ve ara sıra sakalını da uzatan Berlin Büyükelçisi Sayın Hüseyin Avni Karslıoğlu’nu da valisine şikâyet edecek mi?

Kendi bitirdiği üniversitede hiç mi kot pantolonlu, sakallı, uzun saçlı akademisyen görmedi?

Gündem olmak için sadece çalışmak yeterlidir. Bu tür abuk subuk işlerle uğraşmak da yönetenlerin motivasyonunu düşürür.

Sözün kısası kaymakam işine baksın, bakmayacaksa ilgililer gereğini yapsın.

Bu ülkeyi yönetenler ‘bize ayak bağı olacak bürokrat istemiyoruz’ diyordu.

Kaymakam için gereğini yapma zamanı gelmiştir diye düşünüyoruz ve bekliyoruz.

 
YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #