MUSTAFA SALİM salimhoca@hotmail.com

14 MAYIS’TA SOĞANIN ARKASINI VE ÖNÜNÜ GÖREREK OY KULLANMAK

10 Mayıs 2023 Çarşamba 16:45

Malum olduğu üzere, 14 Mayıs 2023 Pazar günü gerçekleşecek seçimler yaklaştıkça saflar netleşiyor, karışık kafalar da yavaş yavaş bu karışıklıktan kurtuluyor.

Bu süreçte değişik zaman ve mekânlarda, ev ve toplantı salonlarında, dernek –düğün buluşmalarında karşılaştığımız dost ve ahbaplarla giriş babından bir iki hal hatır sualinden sonra sohbetin seçim sonucunun nasıl olacağı üzerine gelip dayandığına hepimiz şahit olmaktayız.

Eskiden olduğu gibi insanımızda partilerin, her yiğidin yüreğinde yer etmiş bir aslan misali oluşun o parlamenter dönemin partizanlığı yoktu. Sadece partilerin ittifak ettiği iki blok vardı insanımızın karşısında. Milletvekilliğinde partilerin yer yer kendi logolarıyla seçime girmiş olması dahi eskinin rekabet hissini uyandırmıyordu. Tüm rekabetler, ittifaklar üzerineydi bu ikinci seçimde de. Bir öncekini yaşamış olsak da sistemin yeni olmasından kaynaklanan önceki belirsizlikler heyecana fazla yer vermemişken bu ikincide yaşadığımız heyecan, seçime değil de cepheye gidercesine insanlarda deprenişe neden oluyordu.

Bu seçim, ülkemizin cumhurbaşkanı ve milletvekillerini seçme gibi sıradan bir seçim olsa da özellikle cumhurbaşkanının kim olacağı noktasında dünya gündemine oturması, meselenin sadece bizimle alakalı olmadığını gösteren dâhili ve harici girişim ve baskılar belki de heyecanın doruğa çıkmasının asıl nedeni oluyordu. Bir taraftan da düne kadar verdiğimiz bir mücadele ile içyüzünü deşifre ettiğimiz FETÖ ve inlerine girdiğimiz PKK militanlarının mevcut Cumhurbaşkanımızın karşısındaki ittifakta yer alırlarken batının bunlarla temasa geçmiş olması bir yerde dâhili ve harici bedhahların bir araya gelmesi olarak anlaşıldığından bu durum dikkat çekiciydi ve mide bulandırıcıydı. Bu iki unsur sade vatandaşımızın huzurunu kaçırmaya zaten yetiyordu.

Daha önceleri yine bu çevrelerin tertip ettiği Gezi olaylarıyla ülkemizin ekonomisini nasıl darboğaza soktuklarını ve 15 Temmuz darbe girişimi ve bu ikisi arasında meydana gelen daha birçok olayla ülkenin bekasına kastettiklerini görünce bu seçimde de tekrar bir araya gelerek karşı bir duruş sergilemelerine yönelik ne kadar iyi niyet taşımış olsak da seçimi kazandıklarında millet olarak karşı karşıya kalacağımız kaosun ne denli büyük olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. İşte bu ve benzeri sebeplerden ötürü seçim taraftarları arasında istenmeyen gerginliklerin yaşanması kaçınılmaz olmaktadır. Seçimin sonucuna odaklandığımızda meselenin bir beka meselesi olduğunda şüphe kalmıyor artık. Soğanın arkasındaki gücü görmezsek önünde bizi oyalayan ayak oyunlarını göremeyiz.

Bu gerginliklerin bir başka sebebi de karşı ittifakın kazanmaları halinde, iktidarın yirmi bir yılda gerçekleştirdiği tüm projeleri akamet uğratacaklarını alenen dile getiriyor olmalarıydı.

Millet İttifakının;

Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’yı serbest bırakacağını söylemesi bile başlı başına bir handikap olup üzerimize ne tür felaketlerin geleceğinin habercisi değil midir? Selahattin Demirtaş’ın bir suç makinası olduğu için hapiste olduğu, Osman Kavala’nın Gezi olayları başta olmak üzere bekamıza kastedici daha birçok karanlık faaliyetlerin adamı olduğunu bilmeyen yokken bunlara sahip çıkmak millete en büyük hakaret değil midir?

Geldiklerinde Apo’yu özgürleştireceklerini söylemeleri, KHK’lıların tekrar serbest bırakılacağının sözünün verilmesi hangi hizmet anlayışına sığacaktır?

Yerel Yönetimlere (Belediyelere) özerklik şartını getirmeyi vat etmesi, kırk yılda şehid edilen kırk binden fazla masumun akan kanını kurutmayacak mı?

Vadettiği özerklik, PKK’nın yönetimindeki toprakların ila nihaye bizden kopartılarak buralarda bir devlet kurmak istendiğinin ilanı değil mi?  

Millet İttifakı;

Suriye’nin kuzeyi ve Doğu Akdeniz’den çekilmeyi kime rağmen kim adına istemektedir?

Bulunan doğal gazdan tekrar vaz geçeceklerini söylerken kim bunların iyi niyetli olduğunu söyler?

Bbulunan petrolün çıkarıldığı kuyuları tekrar kapatacağını hangi yüzler söyler?

TOGG’u hazmedememişken ülke yönetimine geldiklerinde ilk ürettiğimiz yerli aracımız “Devrim”in başına getirdiklerini bunun da başına getirmeyeceklerini kim iddia edebilir?

Millet İttifakı, İHA ve SİHA’ların üretimi ve terör örgütlerine düzenlenen askeri operasyonların durdurulması sözünü verirken aynı zamanda terör yasasını Avrupa’ya uyumlu hale getireceklerini, Ayasofya’ı tekrar müzeye çevireceklerini, Diyanet İşleri Başkanlığını kapatacaklarını, IMF’den borç alacaklrını, Atatürk Havalimanını ABD CIA ekibine teslimi gibi ülkemin elini kolunu bağlayacak daha birçok yaptırımı seçim propagandalarının malzemesi haline getiren bir blok olarak duruyor karşımızda.

Yollar, köprüler, tüneller, hastaneler, barajlar, yerli ve milli silahlarımız, füzemiz, uçağımız, helikopterimiz, savaş gemimiz, İHA ve SİHA’larımızın ülke ekonomisine olan katkıları ortadayken bunlardan rahatsız olanların seçimi kazanması halinde başımıza neleri getireceğini düşündüğümüzde ister istemez içimizdeki beyinsizler yüzünden bir belanın gelip bizi bulacağı korkusunu yaşıyorsun. Heyecan ve deprenişte oluşumuzun sebebini arayan varsa bunları bir daha düşünsün.

Bu endişelerimiz, hayal ürünü korkumuzdan kaynaklanmıyor. Paronayak bir millet de değiliz. Bunların geçmişte neler yaptığını bildiğimiz için gelecekte neler yapacağını tahmin pek de zor değil. Daha dört yıl önce kazandıkları belediyelerde seçim öncesi verdikleri hiçbir sözü yerin getirmeyerek perişan hale getirdikleri büyükşehirlerimizin ahvalini düşündüğümüzde geleceğe dönük bugünden verdikleri vaatlere hangi aklı sahibi inanabilir?

Bir dediği diğer sözüne ters düşecek kadar ülke gerçeklerinden bihaber birinin vaatleriyle mevcut hükümetin vaatten de öte gerçekleştirdiği projeleri kıyasladığımızda, diyorum ki, belediye başkanlıklarında kendi rüştünü ispatlayamamış birinin denenmeye muhtaç halini, vücuda getirdiği eserleriyle rüştünü ispatlamış birine nasıl tercih edebilir bu millet?

En basitinden iki yıldır işlemekte olan İpek Yolu’nu açacağını söyleyecek kadar gafil, diğer taraftan Ermenistan’ın Aliyev’ye parmağını sallayarak 14 Mayıs seçimlerimizi kast ederek 15 Mayıs’ta Karabağ’ı kendi ellerinizle vereceksiniz dedirtecek kadar düşmanımızı dahi umutlandıracak tıynetten ve milletinden de bir hayli uzak bir insandan bahsediyoruz.

Değerlerimizle savaş halinde olan bir ittifak var karşımızda.

Kim oğluna bir başkasının oğlunu gelin almak ister?

Kim kızını bir başkasının kızına vermek ister?

Kim anne babası belli olmayan çocukların çoğaldığı bir dünya isteyebilir?

İmam Hatip Liselerini dindar ama kindar nesillerin yetiştirildiği birer okul oldukları için kapatılmalarını kim hazmedebilir?

Diyanet işleri Başkanlığını bir mezhebin kara propaganda aracı olarak lanse etmelerine kim tahammül edebilir?

24-30 Nisan tarihlerinde Denizli'de yapılan Minik Yıldız Karate Şampiyonasında, M. Anarsu isimli sporcunun başörtüsü sebebiyle müsabakalara alınmaması 28 Şubat ruhunun hortlatması manasına gelmesi bir yana bu millet ittifakının beyin katmerleri arasında gizlenmiş bir islam düşmanlığının var olduğunu göstermektedir.

Bunlar hoş görü ve hümanizm gereği değil, bugün polyannacılık oynuyorlarsa bu, güçsüz oluşlarından kaynaklanıyordur. Haliyle iktidara gelmek için muhafazakâr oylara ihtiyaç duyduklarından inanan insanlara karşı davranışlarında takiye yaptıklarını unutmayalım.

Bugün bekamıza kasteden PKK, FETÖ ve aparatları gibi dâhili unsurlar ile ABD, AB, İsrail gibi harici unsurlar Millet İttifakı’nın sırtını sıvazlıyorsa benim Anadolulum beynini patlarcasına kafa yorup millet ve vatanına faydası olan, bu hususta da kendisini ispatlayan Recep Tayip Erdoğan liderliğindeki Cumhuriyet İttifakını desteklemek zorunda, mecburiyetinde ve inancında görmeli kendisini.

Oy kullanırken sadece Cumhurbaşkanına odaklanmamalı aynı zamanda milletvekilliğinde mecliste çoğunluğu sağlayacak sayıda milletvekilinin seçilmesi için de gayret göstermeli.

Öyle bir seçim ki, 15 Mayıs tarihi ya Kandil, Yunanistan, Amerika, Almanya, Fransa ve İsrail’de sevinç çığlıklarının atıldığı ve başta biz Türkiye’deki mazlumlar olmak üzere dünyanın tüm mazlumlarının gözyaşlarına sahne olacak, ya da Ayasofya ve camilerde düşmanın kahırlanacağı şükür namazlarının eda edildiği bir an olacak.

Mustafa SALİM

10 Mayıs 2023, ANKARA

       

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
Tahir Çelebi
Söylenecek ne varsa yazmışsın. Altına imzamı atarım.